Big Red Mouse Pointer

10 Haziran 2014 Salı

Uzun Bir Aradan Sonra Merhaba!


  Yaz geldi, okul bitti ya da bitmesine az kaldı. İşin aslı sınavlar bitmişse okul da bitmiştir ve benim sınavlarım bitti! Biteli bir hafta olmasına rağmen ben bu bir hafta yine üşengeçliğimi konuşturarak bir şeyler yapmadım ama artık yazla birlikte buna bir DUR deme vakti geldi. 

  Okul açıldığından beri hiç kitap yorumu yapmamışım :/ Bu üşengeçlikle kitap bile okumamışsındır sen diye düşündüğünüzü duyar gibiyim. Doğru düşünüyorsunuz. İlk dönem 8, ikinci dönem 9 kitap okumuşum. Millet bunu bir iki ayda okurken ben 8-9 ayda okumuşum. Gerçekten bravo bana :( 

  Zaten bu kitapların üçünü hoca okuttu: Çalıkuşu, Sefiller, Kiralık Konak. Çalıkuşu eğlenceliydi çabucak bitti. Sefiller de güzeldi ama ufacık bir mekanın bile 2-3 sayfa betimlemesi olunca sıkıcı hale gelebiliyor. İlk cildini bitirmiştim. İkinci cildini yarım bıraktım yaz gelince rahat kafayla okurum diye. Kitabı yetiştiremeyince özetini okuyup sınava girdim o ayrı :P Özeti de okuyunca orjinalin değerini daha iyi anladım. Akılda hiç soru kalmıyor en azından. Özette o kadar çok şeyi atlamışlar ki. Sınavda fazla ayrıntı sorulmamıştı ama 11. sınıfta tekrar okutturup ayrıntılara yoğunlaşacaklarmış :/ Kısaca bir klasiğin özetini okumak sadece zaman kaybı ve size kazandıracağı bir şey olmaz. Her neyse gelelim Kiralık Konak'a. Anlamadığım bir sürü eski kelime vardı ki bu zaten yavaş olan okuma hızımı iyice yavaşlattı. Kitabın anladığım kısımlarıysa güzeldi. Yanlış Batılılaşma çok iyi ele alınmış.




   2 Nisan'da Yekta Kopan'ın Bir De Baktım Yoksun adlı kitabı için diğer istekli arkadaşlarımla söyleşiye katılmıştık. Tabi ki soru sormadım -.- Utanırım ben :P Ama bayağı eğlenceli bir söyleşiydi. Twitter'ın kapanmasından tutun Berkin Elvan'ın ölümüne kadar her tür konuda konuşuldu. Düşünce yapısını sevdiğim bir yazar. Söyleşi sonunda imzayı da aldık! 
  Farklı okullar da vardı söyleşide. Kalabalıktık. İsimlerimizi başka bir kadın yazdı sonra Yekta Kopan'a imzalattık. O yazı farkından dolayı gıcık olduğumu söylememe gerek yok herhalde -.- 


l
   Değinmek istediğim bir diğer konu okulda yapılan kitap sınavları. Kimin okuyup okumadığını belirlemek için yapılıyor olabilir. Çoğu kişi yaklaşık 1500 sayfalık Sefiller'i okumadı. Çoğu kişiyi bırak bizim sınıfta orjinal okuyan tek kişi bendim. Tamam henüz bitirememiş olabilirim ama 250 sayfam falan kalmıştı. Her neyse hocaların amacı farklı olsa da kitaplardan sınava girmek bana saçma geliyor. Ne yani salak mıyım ben anlamayacağım kitabı? Anlayıp anlamamayı sorgulamaya ne gerek var. Okumayan okumaz. Zorla güzellik olmuyor. Hem kitap okuma alışkanlığı olmayan birine klasik okutturarak bu alışkanlığı kazandıramazlar ki. Benim bile gözüm korktu 1500 sayfayı görünce.

   2014'te 60 kitap okuyacağım demişim ama bu üşengeçlikle bu iş olmayacak gibi -.- Annem bile inanmıyor yapabileceğime. Sen o 60 kitabı bitir Grinin Elli Tonu kitabını okumana izin veririm, dedi. Okuma hızım cidden yavaş :/ 60 kitap bitene kadar 18 yaşına gelirim zaten. Okuma hızımı nasıl artırabilirim? Benim için büyük bir sorun. Bu gidişle YGS / LYS zamanı sınavda batacağım .s



    Sizce 60 kitabı bitirebilir miyim? İnce kitaplar okursam neden olmasın :P Ama hala Tüyap ve CNR'dan alınan kitaplar okunmayı bekliyor ve hiç ince değiller :( 


Elli Ton için gece gündüz kitap okuma zamanı başladı. Belki annemi Günahkarlarla tanışmak için de ikna edebilirim ^^ 





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder