Big Red Mouse Pointer

31 Ekim 2015 Cumartesi

Okunanlar | Eylül 2015

  Yine geç paylaşıyorum :( Çok üzgünüm. Hafta içi bilgisayara geçmiyorum. Yasak. Sadece cuma geceleri film izliyorum. Hafta sonu da dershane ve ödevlerle geçiyor. Derslerle uğraşınca daha fazla harf ve sayı görmek istemediğimden kitap da okumuyorum. Yabancı film/dizi bile izlemek gelmiyor içimden alt yazı yüzünden.

  Eylül ayında yine iki kitap okudum. Okulların açılma tarihi ertelenmişti oysa ki. Neden okumadım ben de bilmiyorum. Elimdeki kitaplar uzun süredir bekliyor öylece. İlgimi çekmedikleri için mi okumuyorum diye düşündüm ama yeni kitap aldığımda da okumadım. Belki Tüyap'ta alacaklarımla fikrim değişir. Ağır bir reading slump geçiriyorum (>_<)




Labirent: Son İsyan (3/5): Beklediğim son kesinlikle değildi. O kadar şey bunun için mi yaşandı yani? Net bir final değildi. Aklımda çok soru kaldı. *Spoiler* Mesela neden dünyanın sadece o bölgesi normal?* Thomas'ın neden önemli olduğunu hala anlayamadık. Seri boyunca diğerlerinden bir farkı yoktu. Ve içlerinden birinin -spoilersız yazma çabaları asdfgh- ölümü karşısında fazla tepkisiz kaldılar sanki. Bari orada biraz duygu katsaydın be James. Yorumu kitabı okuduktan bir ay sonra yazınca pek bir şey hatırlayamadım ama hatırlanacak bir olay olsaydı aklımda kalırdı.







-22- Britanya Yolu (4/5): Savaş dönemlerinde geçen film ve kitaplara ba-yı-lı-yo-rum! Bu kitabı da sevdim. Yine 2.Dünya Savaşı zamanları. Bu sefer Yahudiler yerine Polonyalı bir aile konu edinilmiş. Kitap ailenin yeniden bir araya gelmesiyle başlıyor. Bir bölümde o an olanlar, diğer bölümde savaş yıllarında birbirlerinden ayrı kaldıkları zaman olanlar anlatılıyor. İkisinin de sırları var ve bu sırlar sonunda açığa çıkıyor. Adamın yaptığı resmen şerefsizlik. Bir kız için ailesini bırakacaktı. Neyse ki kurtulduk kızdan. Erkeklerden nefret ediyorum ya (-_-) Kadının yaşadıklarıysa en çok üzüldüğüm şeydi. Savaşa giden adam ama yaşam mücadelesi veren kadın. Asıl savaşan oydu. Düşmanları da bitmek bilmedi. Kurtulduklarında ve kocasına kavuştuğunda çok sevinmiştim. Kadının sırrı baya büyüktü, ben olsam saklamazdım ama söylemek de cesaret isteyen bir iş. Adamınki aldatma pek önemli değil, herkes yapıyor. Tony'den de böyle bir şey bekliyordum. Kitabı bitirince acaba ben böyle bir şeyle karşılaşsam affeder miydim diye düşündüm. Günümüz şartlarında affetmezdim ama o dönemi düşününce ve ailenin başına gelenlerden sonra kesinlikle affedilebilir geldi gözüme.




  -22- Britanya Yolu'nu iki günde bitirmiştim. Elimden bırakamadım konu ilgimi çekince. Şu an arkadaşım okuyor kitabı. Ona spoiler vermemek için zor tutuyorum kendimi :P

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder