Big Red Mouse Pointer

25 Ağustos 2013 Pazar

On Üç Yıl Sonra - Jasper Kent (Danilov Beşlemesi, #2)

Tanıtım


Orjinal Adı: Thirteen Years Later
Yazar: Jasper Kent
Çeviri: Seçkin Selvi
Yayınevi: Can Yayınları
Yayın tarihi: Haziran 2011
Tür: Tarihi gerilim romanı
Sayfa: 583

Yıl 1825. Rusya 10 yıldır barış içinde, Bonaparte çoktan ölmüş, istila tehlikesi kalkmış. Albay Aleksey İvanoviç hâlâ Çar I.Aleksadr'ı korumakla görevli ama korkacak bir şey yok. Fransızlar yenilmiş, Aleksey'in bir zamanlar önce omuz omuza, sonra karşı karşıya savaştığı o on iki canavar yaratık artık yok.

Ne var ki çar hiçbir zaman huzura erişemeyeceğini biliyor. Ordusunun içindeki ayaklanma hazırlıklarından haberi var; ama gerçek korkusu çok daha korkunç bir şeyden, kendisinin, ailesinin ve ülkesinin üzerine çöken bir lanetten kaynaklanıyor. Aleksandr, çok eskiden verilmiş bir sözü unutamıyor: kanla mühürlenmiş ve yüz yıl önce yerine getirilmemiş bir söz. Şimdi Ramanov hıyanetinin kurbanı, kendisine ait olan şeyi istemek için geri döndü. Bunu öğrenmek Aleksandr'ın kanını donduruyor. Aleksey'e gelince, bir zamanlar değer verdiği, sevdiği her şeyi tehdit etmiş olan kötülük on üç yıl sonra sanki geri gelmiş gibi.

Gerçek olaylarla fantezinin, dehşetle aşkın birlikte örüldüğü başdöndürücü bir tempo...

"Tarihî roman ile kara fanteziyi inanılmaz bir tempoda bütünleştiren bir roman."
The Times

"Tolstoy'un ya da Pasternak'ın soyundan bir yazarın biraz da Dracula'nın yaratıcısı Stoker'la akrabalığından kaynaklanan müthiş bir fantezi."
SFF World

Yorum

13 yıl sonrası olduğu içim malum Aleksey artık 44 yaşında bir adam. Oğlu Dimitriy -Mitka- 18 yaşında. Domnikiia 30lu yaşlarında. Bu sefer kitap sadece Aleksey'in ağzından anlatılmıyor. Dimitriy, Tamara, Yuda, Çariçe, Aleksandr, Maskov, Dr. Wylie, Bilge keşiş, Zimeyeviç, Nikolay Pavloviç (Aleksandr'ın kardeşi) ve Domnikiia'nın ağzından da anlatılan bölümler var.

Ramanov hıyateni yüzünden Çar I.Aleksandr'ın başı dertte. (Spoiler vermek istemediğim için nedenini yazmayacağım.) Zimeyeviç, Yuda yoluyla Aleksandr'a ulaşıp pnu vampire çevirmek ve Rusya'yı ele geçirmek istiyor. Bu arada Rus halkı da bir ayaklanma planlıyor. Bu cemiyete Dimitriy ve Aleksey de üye. Ama Lyoşa hâlâ mesleğini sürdürüyor yani casusluğu. Onun görevi çarı korumak ve bunun için her şeyi yapacak.


Adamın karısını aldatmasından nefret ettiğimi söylemiştim ama o zamanlarda bu normal bir şey olarak kabul ediliyor. Lyoşa, Domnikiia'yı Vadim'im kızının yanına dadı olarak yerleştiriyor, eski mesleğini bırakıyor. 5 yıl önce Aleksey'den olan bir bebeğe hamile kalıyor. Adı Tamara. Bu kızı Yelena'nın kızı olarak tanıtıyorlar ve Domnikiia da dadısı oluyor. Marfa ve Dimitriy'in bu kızdan haberleri olmuyor. Ama Dimitriy, Domnikiia ile tanışacak. Marfa'nın da sevgilisi olduğunu söylemiş miydim?

Bu arada Yüzbaşı Danilov artık Albay Danilov. Oğlu piyanist olmak istese de Aleksey onun da asker olmasını istiyor. Böylelikle Teğmen Danilov doğuyor :D


Yuda geri dönüyor. Ölmemiş adamım :P Ama Yuda olarak değil. Bu konuda bir şey yazarsam epey  spoiler vermiş olurum. Birçok kimliği varmış meğersem Yuda'nın.(Hz. İsa'ya ihanet eden Yuhanna'nın Rusça karşılığı Yuda'ymış.)

Vampirlere bile eziyet eden bir kişilikmiş :) Psikopat. Aleksey'in yardımlarıyla serbest kalan bazı esir vampirlere yem olacaktı ama bir şekilde vampir olması için ayarttığı ve Kyoşa'nın da vampire çevirdiği Raisa Styepanovna onu kurtaracak.


Serinin 3. kitabının kapağındaki sarışın kadın büyük ihtimalle Raisa.

Sürpriz bir kişi daha var! Maksim'in kardeşi. Tabi gerçekten kardeşiyse... Maceraların başlama sebebi bu şahsın verdiği defter. Dr. Cain'in vampirler üzerinde yaptığı deneyleri yazdığı, cilt olarak bir vampirin derisini kullandığı defter. Adam kendine Kyoşa da diyor ;) Ben sevmiştim bu vampirciği.

Kitap hakkında daha fazla şey yazmayacağım. Yalnızca sonunda Aleksey 73, Domnikiia 61, Tamara da 33 yaşında oluyor. Dimitriy de 40lı yaşlarında. Marfa hâlâ ölmemiş. Oh iyi olmuş. Lyoşa da evlenemedi Domnikiia'yla :P

Bu da yazarın, Jasper Kent'in, sitesi.

Bayıla bayıla okuduğum bir kitap değil maalesef ki :( Başladığım seriyi yarım bırakamamak gibi kötü bir huyum var. Okumaya mahkumum .s.s

Bu kitapta en azından şaşırtıcı olaylar daha fazlaydı. Tek avuntum bu. Bir de keşke yazar daha akıcı yazsaydı. Belki de çeviriden dolayı öyledir. Ona bir çare bulunsa iyi olurdu. Yazar da azıcık komiklik katsa bari. Şakacı vampir yazsın ya :P



ALINTILAR

"Ancak o ölünce olur." -Rıleyev



Maks gülümseyerek, "Benjamin Franklin'e başvuracağım." demişti.
"Amerika çok uzak. Hem adam biraz... ölü değil mi?"
Maks, "İnsanın fikirleri ölümünden sonra da yaşar." diye açıklamıştı.



"Özür dilerim, Aleksey. O kadar şoke olacağın hiç aklıma gelmemişti. Adil bir takas olur diye düşünmüştüm: senin parmaklarına karşı benim parmaklarım."
"Eksik olma."



Gözlüğünü çıkardı, gözlüğün sıkıştırıp acıttığı şakaklarını ovuşturdu. Maks'ın beyni Aleksey'inkinden daha büyük olabilirdi, ama kafatasının daha küçük olduğu kesindi.



"Beni kendinin daha az kırışmış bir kopyasına kaptırmaktan mı korkuyorsun?"
"Oğlumu şehvet düşkünü bir dişi şeytana kaptırmaktan korkuyorum."



"Lyoşa! Beklenmedik bir sevinç. Ne diyorum ben? Beklenmedik bir mutluluk." -Yuda




"Korkaklar ölmeden önce pek çok kez ölürler." - Çar I. Aleksandr






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder