Big Red Mouse Pointer

30 Temmuz 2014 Çarşamba

[Dex Şöleni] Mekanik Kalp - Mathias Malzieu

Orjinal Adı: La Mécanique du Cœur (Fransızca)
Yazar: Mathias Malzieu
Çeviri: Gülçin Şahin
Yayınevi: Dex
Yayın Tarihi: Ağustos 2011
Sayfa: 138
Puanım: 3 (aslında 2,5)

Jack dünyanın en soğuk gününde doğar. Ancak kalbi donmuştur. Doğumuna yardım eden yarı-büyücü, yarı-şaman ebe, sakat kalbin yerine bir saat yerleştirerek bebeği kurtarmayı başarır. Jack artık tüm duygusallıklardan uzak durmak koşuluyla yaşayabilecektir: Yani öfkelenmemeli ve en önemlisi de âşık olmamalıdır. Ama küçük bir sokak şarkıcısının kor gibi bakışları, kahramanımızın kalbini çetin bir sınamadan geçirir. Her şeyle karşılaşmaya hazır olan Jack, onu İskoçya’nın koylarından alıp Granada’ya değin götürecek ve ona aşkın eziyetiyle birlikte büyük zevklerini de tattıracak olan, Don Kişotvari bir aşk arayışına atılır.
Aşk gerçeğinin fantastik unsurlarla iç içe geçtiği bu modern masal, ironinin zorlu zirvelerinde geziniyor. Mekanik Kalp, farklı olanı reddetmenin şiddetini, büyük çocukların takdirine sunuyor.


Bence çok karışık bir kitaptı. Neyin ne zaman olduğunu anlayamadım. Zaman çok hızlıydı. Bir olay yaşanıyor hemen ardından 3 yıl sonrasını falan anlatıyor. Oysa ki kalbi saat yardımıyla çalışan biri kim bilir o üç yılda neler yaşar. Yazar sadece kıza olan aşkına odaklanmış ama pek becerememiş bence. Bırak aşkı ben hiçbir duygu hissedemedim kitabı okurken. Diğer yorumlara baktım da millet hep hüzünlenmiş ben de tık yok -.-

Kitabın sonunun 3. tekil şahsın ağzından anlatılması iyi olmuş. Kitaptaki diğer karakterler hakkında akılda kalan sorular cevaplandı en azından. Keşke ilk bölüm de öyle olsaydı. Çocuk daha anasının karnındayken anlatmaya başladı. Annesinin ebenin yanına gidişini, doğuşunu, ebeyle konuşmalarını falan 1. tekil şahısla yazmamalıydı. Bu tarz kitapta mantık aramak saçma olabilir ama ne bileyim keşke 3. tekil şahıs anlatsaydı. 

(Jack & Bayan Akasya)


Kitabın sonunu da beğenmedim. Kızı bulmak için kaç yıl uğraştı, yazar sadece Joe kısmını anlatsa da kim bilir neler yaşadı ve bunun sonucunda çok kolay pes etti. Zayıf bir karakter değil ama o sonu ben hiç sevmedim. Üzülmedim, üzülemedim. Bu sonmuş bir daha birbirlerini görmeyecekler gibi bir his oluşmadı. Sanki yarın yine aynı yerde buluşabilecekler gibi geldi.

Benim kitaptan çıkardığım sonuç aşkın gücü veya insana yaptırabildikleri değil. İnandığımız her şeyin doğru ya da gerçek olmadığı. Sadece saatle çalıştığına inanılan bir kalp gibi.



Şu cümleler de olmasa 2,5 bile vermezdim.

"Aşkın hissettirebileceği tüm mutluluk ve güzellik bir gün acıyla ödenir. Üstelik çok seversek on misli fazla acı gelir. Onsuzluğu, sonra kıskançlığın, anlayışsızlığın sancısını, reddedilme ve adaletsizlik hissini tadarsın. Kemiklerinin içine değin üşürsün ve kanın, derinin altından geçişini hissettiğin buz parçalarına döner."
(Madeleine -benim ebe dediğim şahıstır kendisi :P-, s.18)


Gerçeği üretmek için, hayallerin tohumlarını öğüten bir değirmen.
(Jack, s.53)


"Ben 'bende bunu' sevmeni istemiyorum, 'beni tamamen' sevmeni istiyorum."
(Jack, s.85)


Bir de animasyonu varmış. Fragmanı güzel görünüyor. Umarım kitabı gibi değildir.







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder